23 Aralık 2016
Sayı: SİKB 2016/01 (48)

Sermaye iktidarı dinci-mezhepçi-şoven histeriyi körüklüyor
“Kanlı da olsa, kansız da olsa” kazanan hep sermaye!
HDP’ye yönelik saldırılar sürüyor
Kayseri’de yaşanan faşist saldırılar üzerine
En büyük tekeller; en yoğun sömürü ve kölelik dayatanlar!
Kapitalizmin “fıtratında” ölüm ve yolsuzluk var!
Toplu Sözleşme Sempozyumu Sonuç Bildirgesi
Metal fabrikalarında TİS süreçleri devam ediyor!
“Süreci sonuna kadar götüreceğiz!”
Kamu Emekçileri Forumu’ndan Kamu Çalışanları Birliği’ne...
Burjuva diktatörlüğünün yönetim biçimleri
2016’nın aynasından geleceğe bakmak-1
Tetikçinin ölümü ve Paris katliamının sorumluları
Krizden “stratejik işbirliğine” Türkiye-Rusya ilişkileri
Suriye topraklarına gömülecek olan hayaller ve gerçekler
FARC: '80’li yılların tekrarı mı? - 1
Fidel ya da tarihte bireyin rolü
Kadın işçi grevlerinin gösterdikleri-2
Üniversitelerde gericilik tırmandırılıyor
19 Aralık Direnişi yol gösteriyor!
Bu düzende kimin yaşamı kutsal?
“Neşelen biraz, asla ölümden bahsetme, başaracağız!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Toplu Sözleşme Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

2017’de ortak taleplerimiz için haydi omuz omuza!

 

18 Aralık Pazar günü Bursa’da 2017 için büyük bir adım attık. Toplu sözleşme sempozyumunda, aralarında Renault, Tofaş, Valeo, Delphi, Borusan, Arçelik, SCM, Klisom’un da olduğu çok sayıda fabrikadan işçi kardeşlerimizle bir araya geldik. 2017 toplu sözleşme sürecinde taleplerimiz ve mücadelemiz üzerine tartışmalar yürüttük. “Söz, yetki, karar işçilerin!” sloganıyla düzenlenen sempozyumda çok sayıda kardeşimiz söz aldı, talep, beklenti ve önerilerini ortaya koydu.

Sempozyumumuzu sadece bir başlangıç sayıyoruz. Toplu sözleşme sürecine ilişkin işçinin sözünü söylediği, ortak iradesini belirlediği ve seyirci olmaktan çıkıp taraf olduğu zeminleri arttırmamız gerekiyor. Sempozyum bu yolda atılmış mütevazi bir adımdır sadece. Önümüzdeki günlerde bu adımları sıklaştırmak niyetindeyiz.

Bu noktada sempozyumumuzda yapılan tartışmalar ve ortaya konulan öneriler, aynı zamanda bir süredir yaptığımız ve yüzlerce işçi kardeşimizin katıldığı toplu sözleşme anketinin verileri ışığında ortaya çıkan ortak düşünce ve taleplerimizi maddeler halinde paylaşmak istiyoruz. Böylelikle bundan sonra bu yolda ortak irademizin netleştirilmesi için yolumuz daha da açık olacaktır.

1. 2017 MESS Grup Sözleşmesi sürecine oldukça zor şartlar altında, ancak özellikle 2015’teki metal fırtınanın deneyimleri ve dersleri ışığında giriyoruz. 2017’de metal fırtınayla başladığımız işi bitirmeye kararlıyız.

2. Metal işçisi 2017’de kazanmak istiyorsa her şeyden önce kendi birliğine güvenmeli, bunun için birliğini sağlamlaştırmak için bugünden yola koyulmalıdır. Bunun için fabrika kurullarının ve komitelerinin yeniden oluşturulması yanında fabrikalar arası kurul gibi ortak mücadele platformlarının oluşturulması günün acil görevlerindendir.

3. 2017’de satış şebekelerinin ve sendika beylerinin metal işçisini tuzağa düşürüp, alınmış yetkilerle elini kolunu bağlamasına izin verilmemelidir. Bu nedenle yetkiden önce toplu sözleşme taslakları erken bir zamanda, bu demek oluyor ki en geç Şubat ayının sonuna kadar açıklanmalıdır. Metal işçisi alandaki tüm sendika yönetimlerinden sözleşme taslaklarını bu zamana kadar açıklamasını talep etmektedir. Taslak açıklamayan ya da beklentilere yanıt vermeyenlerle yolumuzu Mart ayında ayırmış olacağız. En geç 15 Mart’a kadar istifalarımızı gerçekleştireceğiz. Mayıs ayından önce birlikte yürüyeceğimiz sendikayı seçmiş olacağız.

4. Hangi sendika ya da sendikalarla devam edersek edelim, tüm toplu sözleşme süreci boyunca söz, yetki ve karar hakkı, fabrikalarda işçi kurullarında ve fabrikalar arası koordinasyonda olmalıdır. İşçinin katılımı olmadan hiçbir sözleşme maddesi hazırlanamaz, toplu sözleşme masalarında altına imza atılamaz, toplu sözleşmenin son hali yine işçinin onayıyla imzalanır ve yürürlüğe girer.

5. Tüm toplu sözleşme süreci her açıdan işçiye açık biçimde yürütülmelidir, toplu sözleşme görüşmelerine doğrudan işçilerin seçtiği temsilciler katılmalıdır. Katılan temsilciler sık sık değişmelidir.

6. Toplu sözleşme taslaklarında ve tüm süreç boyunca metal işçisinin talepleri şunlar olmalıdır:

a) İnsanca yaşamaya yeterli bir ücret için kırıntı istemiyoruz, işçinin yaşam ve geçim şartlarını, çalışma koşullarını dikkate alan bir ücret zammı istiyoruz. Bunun için sendikaların açıkladığı 4 bin 400 TL seviyesindeki yoksulluk sınırı baz alınmalıdır. İşe giriş ücreti buna göre belirlenmeli ve diğer ücret gruplarına da buna uygun bir ücret iyileştirmesi yapılmalıdır.

b) İkramiyelerin ücrete yedirildiği uygulamaya son verilmelidir. 

c) Sosyal haklar özellikle Nestle ve Coca Cola sözleşmeleri de göz önünde bulundurularak tatmin edici seviyeye yükseltilmelidir.

d) Kıdem tazminatı ve kiralık işçilik gibi gasp yasalarının önünü alacak biçimde engelleyici hükümler getirilmelidir.

e) Disiplinle ilgili maddeler revize edilmeli, Disiplin Kurulu’nda işçi çoğunluğu getirilmeli, her şeyi disiplin suçu sayan maddeler ahlak ve hırsızlık gibi maddelerle sınırlanmalıdır.

f) Toplu sözleşme iki yıllık olmalıdır, 3 yıllık sözleşme kabul edilemez.

g) Sözleşme ile kadın işçileri koruyacak önlemler alınmalı, kreş bir hak haline getirilmeli, regl izni geri getirilmeli, gece mesaileri sınırlandırılmalı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ücretli tatil günü ilan edilmelidir.

h) Fazla mesai ücretleri yükseltilmeli, çalışma saatleri düşürülmelidir.

g) Telafi, denklik vb. gibi esnek çalışma biçimleri kaldırılmalı, toplu sözleşme ile engellenmelidir.

7. Bu süreçte sadece karşımızda MESS’in değil aynı zamanda hükümet ve medya vb. gibi güçlerin de metal işçisine karşı saf tutacağını biliyoruz. Bunun için hazırlık yapmalı, özellikle toplumsal dayanışmanın büyütülmesini sağlamalıyız. Öte yandan birlik ve kardeşliğimizi bozmak amacıyla oynanan oyunlara düşmeyeceğiz. Birlik ve kardeşlik ruhuyla, sınıfa karşı sınıf duruşuyla oyunları bozacağız.

8. Kriz yaygarasıyla faturanın bize kesilmesine, bizden fedakarlık adı altında sömürüye boyun eğmemiz istenmesine karşı çıkacağız, “faturayı patronlar ödesin” yaklaşımıyla davranacağız.

9. Süreç en başından itibaren eylemli bir tarzda götürülmeli, grev kararlılığı gösterilmeli, sonuna kadar devam edecek güçlü bir greve bugünden hazırlık yapılmalıdır. Bu bakımdan metal fırtına zamanındaki yasakları ve engelleri nasıl aşıp, haklılığımızın meşruluğuyla şalterleri indirdiysek aynı ruhla davranmalıyız. Ne MESS verecek ne sendika beyleri alacak, ne alacaksak kendi öz gücümüz, birliğimiz ve mücadelemizle alacağız.

10. Olası grev yasaklarına karşı hazırlanılmalı, grev yasağı halinde yasağı aşacak kararlı bir duruş ortaya konulmalı, grev sonuna kadar sürdürülmelidir. 

11. Sendika ağa ve beylerinin oyunlarına karşı uyanıklığı elden bırakmayacak, onlara teslim olmayacağız.

12. OHAL sürecinin MESS ve patronlar tarafından işçiye karşı bir tehdit olarak kullanılması, metal işçisinin hak mücadelesini bastırmak için devreye sokulmasına karşı bugünden OHAL’in kaldırılması talebi ortaya konulmalı ve bu konu mücadelenin bir parçası haline getirilmelidir.

13. Olası işçi kıyımlarına karşı ise metal fırtınada ortaya koyduğumuz “Arkadaşım yoksa üretim de yok!” anlayışıyla tek yumruk olacağız.

Maddeler halinde ortaya koyduğumuz bu düşünce, talep ve önerileri tüm metal işçisi arkadaşlarımızla paylaşırken, bu maddelerin netleştirilmesi, beklentilerimiz doğrultusunda olgunlaştırılması her metal işçisinin görevidir.

Haklarımız ve geleceğimiz için, güneşli günler görmek için haydi hep birlikte harekete geçme zamanıdır. 

Metal işçisinin birliğini kurma, sağlamlaştırma MESS-Türk Metal düzenini yıkarak geleceğimizi ellerimize alma zamanıdır.

Haydi metal işçisi arkadaş hep birlikte, omuz omuza!

Metal İşçileri Birliği (MİB)
20 Aralık 2016


 
§